Archives

Genel

Bugünün Karagöz’ü Günümüzü Anlatmalı

33 yıllık Karagöz ustası ve bugüne kadar aralarında Türkiye’nin ilk kadın Karagöz sanatçısı Merve İlken’in de bulunduğu yüzlerce talebe yetiştiren Suat Veral, sahnelediği 1 metrelik Karagöz tasvirinden sonra şimdi de 1,5 metrelik yeni dev tasviriyle Guinness’e girmeyi hedefliyor.

Pendik Belediyesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen ve 52 ülkeden sanatçıların katıldığı 10. Geleneksel Sanatçılar Buluşması’nda bir araya geldiğimiz Suat Veral, Karagöz sanatının bugünün dili ve konusuyla yaygınlaşabileceğini söylüyor. Dünyanın birçok ülkesinde Karagöz oyunu sergileyen Veral, oyunda yer alan tasvirleri de bizzat kendisi yapıyor. Bugüne kadar 450 karaktere imza atan Veral’la oynattığı Karagöz’ü, yaptığı tasvirleri ve hedeflediği Guinness’i konuştuk.

Neredeyse insan ömrünün yarısı kadar bir zamandır elinizde tasvirlerle Karagöz oynatıyorsunuz. Önce neler oluyor, onu anlatın?

Geleneksel Türk Gölge Oyunu’na 33 yıldır hizmet ediyorum. Bunun eğitim ve icazet tarafı da var tabi. Karagöz, bizde aile sanatı diyebilirim. Bugünkü Türk toplumuna bu sanatı anlatmak, bu sanatı aktarmak da bizi onurlandırıyor. Çünkü bugünün gençliği, bugünün çocukları geleneksel Türk gölge oyunu kimliğinden bihaber ne yazık ki… Bunun yaşatılması, canlandırılması ve yeniden yeni kuşaklarla ilişki kuracak şekilde konumlandırılması gerekiyor. Türkiye’nin ilk kadın Karagöz’cüsü Merve İlken de yine Allah’a şükür bizden, bizim ailemizden yetişmiş oldu.

Son zamanlarda pek çok geleneksel sanata olduğu gibi Karagöz’e de ilgi arttı.

Çok doğru, ben bu sanata başladığım zaman ‘yok olmaya yüz tutmuş sanat’ olarak tanımlanıyordu. Siz de iyi biliyorsunuz özellikle bakanlık ve belediyelerin katkılarıyla yeni imkânlar üzerinden bu sanatı gösterme imkânı buluyoruz. Tabi özellikle bu sanatı önce göstermemiz gerekiyordu. Göstermeye başlayınca beraberinde ilginin ne denli yoğun olduğu da görülmüş oldu. Hem Türkiye’de hem de dünyanın pek çok yerinde yapılan festivallerin önemi burada bir kez daha ortaya çıkmış oluyor. Ki en azından kendi toplumumuzla birlikte kendi sanatımız olan Karagöz’ü başka toplumlara da tanıtma imkânı ve dolayısıyla yaşatma imkânı bulmuş oluyoruz.

KENDİ OYUNUNU KENDİN SAHNELE

Siz Karagöz tasvirlerinin üretimini de yapıyorsunuz…

Tabi, el emeği göz nuru olarak tasvir üretimi yapıyoruz. Deriden aslına sadık kalınarak, dün olduğu gibi aynı yöntemlerle yeniden yapılıp satılıyor. Burada asıl amacımız bu kültürün evlere taşınması. Geçmişte de geleneksel Türk gölge oyunu, hem sahnelerde hem meydanlarda oynatılırken çocuklar aynı zamanda evlerde kendi imkânlarıyla sahneyi ve tasvirleri yapıyorlardı. Biz bu geleneği yeniden canlandırıp deriden tasvirler yaparak yeniden yaşatmak istiyoruz. Sahnenin olduğu perdelerimizi yapıyoruz, gölge oyunumuzdaki tasvirleri yapıyoruz, çocuklarımızın oynayabileceği şekilde ayarlayıp, sopalarını takıyoruz. Bu da Türkiye’de bir ilk tabi…

Karagöz’ü her haneye misafir ettiriyorsunuz…

Aynen öyle. Bütünüyle oyun içinde kullanılan, gerekli olan bütün parçaları isteyen herkese temin etmiş oluyoruz. Ve üstelik belirtmek gerekir ki bu sentetik bir üretim de değil. Yüzlerce yıl önce nasıl yapılıyorsa bugün de aynen öyle yapıyoruz.

KARAGÖZ, ANADOLU’NUN KENDİSİDİR

Peki, Karagöz’ün bize söylediği nedir?

Çocuklarımıza kendimize ait bir şey katmak istiyorsak, kendimize ait bir değeri vermek ve bununla mutlu olmak istiyorsak bunun kaynağının burası olduğunu anlamamız gerekiyor. Çocuk için aynı zamanda bir araştırma safhası da doğmuş oluyor. Karagöz nedir? Karagöz’ün içinde neler var? Hacivat, Bebe Ruhi, Tuzsuz Deli Bekir kimdir? Zenne ne demektir… İşte bu tipler bizim Anadolu’dan yayılıp da kendi kimliğimizi anlatan en büyük değerleri temsil ve işaret ediyorlar. Karagöz, kendi değerlerinizi kendi yöntemlerinizle kendinize aşılayabilmenize imkân verir. İçeriği ve temayı yerli yerine oturtturduğunuz zaman açık söylüyorum mevcut çizgi filmlerden daha fazla ilgi görecek bir çerçeveye kavuşabilir Karagöz. Özellikle bugünün diliyle bugünü anlatırsanız… Bir de Karagöz’de şu tılsım vardır, hem zanaat hem de sanattır Karagöz.

Ne demek bu?

Karagöz oyununda, oyunun içinde ve tamamlayıcı tasvirlerinde Anadolu’dan bütün kesitleri görüyorsunuzdur. Karagöz ve Hacivat’ın karşısına geldiği zaman bütün şivelerde, bütün yerel deyişlerle konuşabiliyorsunuz. Ben oyunlarımda bunu kullanabiliyorum. İşte sahne, zanaat ve sanat derken bunu kastediyorum işte. Siz bunları tasarlayamazsanız, oyunu kuramazsınız. Hem oyunumuzu yazarız, hem perdemizi kurarız hem de tasvirimizi yapar ve oyunumuzu icra ederiz.

GÖLGE OYUNUMUZ HALKIN KONUSUNDAN HAREKET ETMELİ

Tasvirleri kendinizin imal ettiğini söylediniz. Nasıl yapıyorsunuz, nasıl boyuyorsunuz?

İyi tasvir yapamayan bir Karagözcü, aslında iyi bir Karagöz sanatçısı da olamaz. Çünkü sizin hayal dünyanız orada başlar. O karakterle kurduğunuz ünsiyet taa orada başlar. İlk aşamasında kalıplar vardır, ikinci aşamada deriden tasvire çizimi, üçüncü aşamada nevreganla bunları kesersiniz. En son aşamada kendi yaptığınız kökboyasıyla boyarsınız.

Tasviri, sopayı ve perdeyi veriyorsunuz. Ama metin vermiyorsunuz…

Metin vermiyoruz çünkü diyoruz ki her şeyden önemlisi Karagöz’de doğaçlama vardır. Karagöz’ü icra edecek biri için esas nokta çok sayıda oyun ve tasvir yapmaktan geçer. Zaten metinli oyunlar Karagöz’e biraz aykırı geliyor. Ama kendi yeteneklerinizi kullanarak, etrafınızda gördüğünüz detayları ve gündemin öğelerini kullanarak oyun yaparsanız size inanılmaz derecede malzeme çıkar.

Bugünün dili, bugünün araçları, bugünün konuları…

Her şey dâhil edilebilir Karagöz’e, çünkü bir halk adamı o. Haliyle her başlık onu ilgilendirecek, her başlıkla ilgili kanaati olacaktır. Karagöz, halkın konusundan hareket etmeli ki karşılık bulsun.

Karagöz dostluktur birlik ve beraberliktir

Karagöz, aynı toplum içerisindeki farklı öğelerin kültür iletişimini de sağlıyor. Yunus’un o ‘Tanış kılma’ meselesi…

Kesinlikle. Şimdi bir kere Karagöz’de dostluk bulursunuz, birlik ve beraberliği bulursunuz. Çünkü Karagöz devamlı o kendi cahil aklıyla bir şeyleri anlatırken karşısında okumuş ve kültürlü olan Hacivat’ı görür. Hacivat da şunu şöyle yap, bunu böyle yap der. Bizim toplumumuzun aynası değil midir bu? Hep bir Karagöz ve bilgili bir Hacivat vardır. Birlik ve beraberliği anlatabilmek için Karagöz’e ihtiyacımız vardır. Türkiye genelini de bıraktık coğrafyaya da açıldığımız zaman bu beraberliği ve tanış olmayı Karagöz-Hacivat ortaya koyabilir. Çünkü sahnede Karagöz’ün karşısına bir Frenk’i, bir İtalyan’ı koyabilirsiniz. 450 tane karakter yaptım ben.

Bu karakterler tarihte var olan karakterler değil mi?

Tabi ki. Ama güncel içerisinde yakalamak istediğimiz karakterleri de ekleyebiliyoruz. Aslan var mesela. Başka oyunlarda yok ama bizim oyunlarımızda var. Çünkü bugünün çocuklarıyla irtibat kurabilmek için bu gerekli.

Bu anlamda geliştirilmeli, Karagöz’le Hacivat’ın yanına yeni karakterler eklenmeli yani?

Bugünün çocuklarına Karagöz’ü anlatmanın yolu da bu zamandan başlıyor. Bu zamanın gençlerine anlatmak için onların evreninden onlara seslenmek gerekiyor. Eğer bizim derdimiz nesilden nesle bunu aktarmak ise sanatımızla bugünün konusunu birleştirmek gerekir. Zaten her yüz yılda bir Karagöz kendini yeniler.

GUINNESS’E ADAY DEV TASVİR

Bir de Karagöz Müzesi fikriniz vardı? O gerçekleşti sanırım…

Şimdi Allah’a şükürler olsun ki gerçekleştirebildik. Bugün öğrencilerimiz dahi öğrenci yetiştirmeye başladı orada. Çağlayan’da kendi atölyemizin içinde, Karagöz Okulu ve Karagöz Müzesi oluşturduk. Şimdi bugün lise ya da üniversite talebesi bir genç Karagöz üzerine bir tez hazırlamaya kalksa gidebileceği yer yok. Soracakları yer yok. Birçok üniversiteden bize gelen talepleri değerlendirip kendi atölyemizde bir Karagöz Müzesi oluşturduk. Bu bir ilktir.

Bir başka ilki de ben sorayım. Dünyada ilk kez bir metrelik dev tasvirlerle Karagöz oynatmışsınız.

Türkiye’de ve dünyada bir ilki gerçekleştirdik, doğrudur. Şimdi onu 1,5 metreye taşıdık ve Guiness’e de adayız Allah nasip ederse. 2012’de Dünya Tiyatrolar Günü’nde Ataşehir ve Fatih’te bu bir metrelik dev tasvirlerle oyun sahneledik. Bizim klasik anlamdaki perdelerimizin boyutları 1,20 ile 1,80 arasındadır. Bir metrelik tasvirlerde ise 4 metrelik bir devasa bir perde yaptık. Ona göre ev hazırladık. Bu şunun içindi, geçmişten beri Karagöz meydanlarda oynanıyordu. Biz de dedik ki madem Karagöz sanatını halkımız görmüyor, onlara gösterelim. Devasa tasvirlerle sahneye koyduk.

OYUNUMUZUN DİLİ EVRENSELDİR

Dünyada da gölge oyunu var dediniz. Bir usta olarak bizdekiyle onlardakinin arasındaki farka temas etseniz…

Bizdekiyle onların arasındaki fark şu, onların da pek çok karakteri var, fazla sayıda karakterleri olsa da onlar tek bir ses çıkarabiliyorlar. Biz de her karakterin karşılığında bir seslendirme var. Ve bunlar da acayip bir heyecan oluşturuyor. Bakın yabancı konukların yoğunlukta olduğu bir topluluğa da ben Karagöz oynadım. Dili anlamadılar ama oyun bitince çok yoğun bir şekilde alkışladılar. Perdenin arkasında kaç kişi var diye merak ettiler. Geçen Ramazan ayında Malezya’da oynadığımızda çok büyük ilgi gördük. Nasıl oluyor bu peki? Çünkü Karagöz’ün ortak bir dili vardır.

İLK KADIN SANATÇIMIZ MERVE İLKEN

Farklı karakterleri seslendirmek erkek hançeresi için belki kolaydır ama sizin için zor olmuyor mu?

Tabii ki seslendirmek epey zor oluyor. Ama şöyle düşünmek de gerekir, erkek sanatçılar yeri geldiğinde bir zenne karakterini de seslendiriyor. Birebir bir bayan sesi çıkaramıyor olabilir ama kendi sesini bayan sesine uyarlıyor. Bir bayan da aynı şekilde kendi sesini erkek sesine uyarlayabilir. Biz Ramazan’da dört senedir Sultanahmet’te oyun yaptığımızda da aynı sorular soruluyor.

yenisafak.com

Genel

Söke’de Çocuk Hakları Günü Kutlandı.

Söke’de yıllardır Söke Kent Konseyi Çocuk Meclisi tarafından geleneksel hale getirilen ve son iki yıldır Kaymakamlık himayesinde resmi törenle kutlanan 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü, bu yılda çeşitli etkinliklerle kutlanıyor.

Çocukların hakları olduğuna dair farkındalık oluşturmak; gerek çocukları, gerekse büyüklerini çocuk hakları konusunda bilinçlendirmek üzere gerçekleştirilen kutlama programı kapsamında çocuklar Atatürk Anıtı’na çelenk sundu. Cumhuriyet Meydanında gerçekleştirilen çelenk sunum törenine okulların öğrenci grupları ve Kent Konseyi Çocuk Meclisi üyelerinin yanı sıra İlçe Milli Eğitim Müdürü Özden Erdoğan, Kent Konseyi Başkanı Muzaffer Ceylan da katıldı.

“Çocuklar Karagöz ve Hacivat’la eğlendi”

Çelenk sunum töreninin ardından Söke Belediyesi’nin de katkılarıyla gerçekleşen gölge oyunu etkinliğine geçildi. Söke Belediyesi Vali Recep Yazıcıoğlu’nda gerçekleşen etkinlikte çocuklar geleneksel gölge oyunu gösterisi olan “Karagöz ve Hacivat” ile eğlendi. Okullardan öğrenci gruplarının katıldığı Karagöz Hacivat gösterisi öncesinde tüm katılımcı öğrencilere Söke Belediyesi tarafından Atatürk’ün ‘Nutuk’ eseri dağıtıldı. Suat Veral ve ekibi tarafından sunulan gölge oyunu gösterisi çocuklar tarafından beğeni ile izlendi.

Genel

Karagöz ve Hacivat Zagreb’de

Türkiye’nin UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’nde yer alan “Karagöz ve Hacivat” gölge oyunu, Yunus Emre Enstitüsünün katkılarıyla Zagreb’de sanatseverlerin beğenisine sunuldu.

Hırvatistan Kültür Bakanlığı, Zagreb Belediyesi, Lisinski Salonu tarafından Zagreb Yunus Emre Enstitüsü ve birçok büyükelçilik ile kuruluşun destekleriyle gerçekleştirilen festival kapsamında, Türkiye adına Hayali Suat Veral ve Türkiye’nin ilk kadın Karagöz ustası olan Merve İlken’in yer aldığı gösteri, 20 Temmuz 2017 Perşembe günü Travno Kültür Merkezinde gerçekleştirildi.

Karagöz ve Hacivat arasında geçen karşılıklı komik diyaloglar ve atışmalar ile Karagöz’ün şenlik maceralarının anlatıldığı oyunda, farklı yörelerden müzikler ve geleneksel Türk halk oyunları da gölge oyunu ile beyaz perdede izleyicilere yansıtıldı.

Zagreb 51. Halk Kültürü Festivali 19-23 Temmuz 2017 tarihleri arasında birbirinden farklı etkinliklerle devam etti. Aralarından Türkiye, ABD, İtalya, Brezilya, Arjantin, Jamaika gibi ülkelerden farklı sanat toplulukların da yer aldığı festival beş gün boyunca Zagreb’in farklı noktalarında takip edildi.

 

https://yee.org.tr/tr/haber/karagoz-ve-hacivat-zagrebde

Genel

Hayali, büyüyünce “hayali” olmak

Hayali, büyüyünce “hayali” olmak – Baba mesleği geleneksel Türk gölge oyununa küçük yaşlarda ilgi duymaya başlayan lise üçüncü sınıf öğrencisi Şevval Veral, Karagöz ve Hacivat’a sesiyle hayat vererek bu sanat dalına “en genç hayali” olarak katkı sağlıyor – Türkiye’nin ilk kadın gölge oyunu sanatçısı Merve İlken ile eğitim çalışmalarına 5 yıldır devam eden Şevval’in tek arzusu, bu sanat dalında kendisini geliştirerek “hayali” olmak – Şevval Veral: “Perdenin arkasındayken heyecanlanıyorum.

Oyun bitince, izleyicilerle konuşmak, onların beğenilerini duymak çok güzel. İnsanların yüzündeki mutluluk beni de gururlandırıyor. Bu yaşta bu mesleğe başladığım için de gurur duyuyorum, yaşıtlarıma da örnek olduğumu düşünüyorum”

Küçük yaşlarda merak sardığı baba mesleği gölge oyununun inceliklerini öğrenen lise üçüncü sınıf öğrencisi 16 yaşındaki Şevval Veral’in tek isteği kendisini geliştirerek bir gün “hayali” olmak.

Kağıthane Anadolu İmam Hatip Lisesinde okuluna devam eden Veral, yaşıtlarının çoğu zamanını tablet ve akıllı telefonlarla geçirirken, o kendisini geleneksel Türk gölge oyununa adadı.

Babası usta sanatçı Suat Veral ile Türkiye’nin ilk kadın gölge oyunu sanatçısı Merve İlken’in izinden giden Şevval Veral’in büyüdüğünde tek hayali, iyi bir gölge oyunu ustası olmak.

Geleneksel Türk gölge oyunu sanatında iyi bir noktaya gelmek için 5 yıldır Merve İlken ile birlikte çalışmalarını sürdüren Şevval Veral, İlken’den karakter çizimi, konuşma ve diyalog dersleri alıyor.

– “Perdenin arkasındayken heyecanlanıyorum”

Türk gölge oyunuyla çok küçük yaşlarda tanışan 16 yaşındaki Şevval Veral, AA muhabirine, gölge oyununun zevkle yapılan bir meslek olduğunu, beyaz perdedeki karakterleri insanlara yansıtmaktan büyük keyif aldığını anlattı.

Veral, özellikle çocukların gölge oyunu karakterlerini gördüklerinde gülmelerinden mutlu olduğunu dile getirdi.

Gölge oyunu çalışmalarını ustası Merve İlken ile yürüttüklerini belirten Veral, “Ustam bana ilk önce çizim dersi verdi yani bir karakterin nasıl çizileceğini, derinin nasıl işleneceğini, nasıl boyanacağını öğretti. Aynı zamanda konuşma ve diyalogların nasıl olması gerektiğini anlatıyor. Karagöz ve Hacivat’ın nasıl oynatılacağını, sopalarının nasıl takılacağını gösteriyor. Bu eğitimi yaklaşık 5 yıldır alıyorum.” diye konuştu.

İlk gösterisini ustası İlken ile birlikte 14 Haziran’da Kağıthane’de gerçekleştirdiğini ifade eden İlken, “Perdenin arkasındayken heyecanlanıyorum. Oyun bitince, izleyicilerle konuşmak, onların beğenilerini duymak çok güzel. İnsanların yüzündeki mutluluk beni de gururlandırıyor. Bu yaşta bu mesleğe başladığım için de gurur duyuyorum, yaşıtlarıma da örnek olduğumu düşünüyorum.” diye konuştu.

Hedefinin bu meslekte ilerlemek, gölge oyununu tanıtmak olduğunu dile getiren Veral, babası Suat Veral ve ustası İlken ile gölge oyununu yaşatmak için Karagöz Okulu kurmayı hedeflediklerini de aktardı.

Şu an için önceliğinin okulu olduğunu belirten Veral, “Ama aklımda hayali olmak, sanatçı olmak var.” dedi.

– “Kız çocukları bu sanata el atıyor”

Karagöz Ustası Suat Veral da geleneksel Türk gölge oyununun cefasını çeken bir usta olarak, kızının kendi yolunda ilerlemesinin mutluluğunu yaşadığını dile getirdi.

Yıllardır, gençlerin de geleneksel Türk gölge oyununu öğrenmeleri yönünde çaba sarf ettiğini anlatan Veral, şöyle konuştu.

“Kızımın bu geleneksel sanatımıza el atması, el alması çok önemli. Zaten bizim sanatlarımız, zanaatlarımız genlere bağlı bir şey. Toplumsal değerleri geçmişte atalarımız yapmış, kuşaklar içinde bir şekilde birileri tekrar ele almışlar. Günümüz ortamında Şevval’in bu sanatı işlemesi çok önemli. Bir çok şeyin çabuk tüketildiği günümüzde Şevval’in bu sanatı ele alması çok önemli. Artık kız çocukları bu sanata el atıyor. Geçmişteki koşullar kız çocukları ve kadınlar için uygun olmayabilir ama Şevval ve Merve günümüzde kadınların gücünün ne kadar ortada olduğunu, yapamayacakları hiç bir şeyin olmadığını ortaya koydu.”

Veral, çevresinden de gölge oyununa ilginin arttığını gözlemlediğini belirterek, “Bu kültür hep birlikte yaşatılmalı, varlığını öyle hissettirmeli. Beyaz perdenin arkasında hissettiğim ve yaşadığım şeyleri ortaya koydum. Bunun övgülerini de sevgilerini de katlanarak almaya başladım. Gittiğimiz her yerde hedef kitlemiz çocuklar ve gençler. Belli yaş grupları geçmişteki özlemlerini anlatıyor ama yeni nesil tanımıyor. Bu yüzden çocuklar ve gençler benim hedefimdi.” ifadelerini kullandı.

Gölge sanatının, perdenin yansıyan tarafında bir ulusu, toplumu ve bir değeri yansıttığını dile getiren Veral, sözlerini şöyle tamamladı:

“Hacivat ve Karagöz her ne kadar birbiriyle didişiyor gibi gözükse de her oyunun sonunda toplumsal barışı simgeler. Karagöz ve Hacivat da olduğu gibi perdeden halka yansıyor. Onun için Şevval ve gençler, bu sanatın yaşatılması noktasında önemli bir çığır açacaklardır. Karagöz Okulu’nun ve Karagöz Müzesi’nin kurulması da bir gereksinimdir.”

 

İSTANBUL (AA) – ÇİĞDEM ALYANAK

https://www.aa.com.tr/tr/yasam/hayali-buyuyunce-hayali-olmak/850088

Genel

500. Yılında Zıll- i Hayal” gerçeğe dönüştü.

 

Karagöz ve Hacivat’ın en başarılı temsilcisi Hayali Suat Veral’in “Zılli Hayal Sergisi” ile geleneksel Türk gölge oyununun eğlenceli dünyası Eyüp’e taşındı. Veral’ın eserlerinden oluşan sergi, Eyüp Belediyesi hizmet binası fuaye salonunda açıldı.

Geleneksel Türk gölge oyununun Anadolu topraklarına gelişinin 500. yılında, Eyüp Belediyesi hizmet binası fuaye salonunda Karagöz ve Hacivat sergisi açıldı. Açılış Eyüp Belediyesi Şeker Hayat ve Engelliler Sürekli Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi’nden (ESER) gelen özel öğrencilerle birlikte gerçekleştirildi. Sergide, Kültür ve Turizm Bakanlığına kayıtlı, geleneksel Türk gölge oyununun en başarılı temsilcisi Hayali Suat Veral’ın kendisine ait işleme tekniği ile hazırladığı 100 adet Karagöz Hacivat oyunu tasviri bulunuyor.

 

1,5 METRELİK KARAGÖZ TASVİRİ

Veral’ın deve ve dana derisinden yaptığı Karagöz ve Hacivat oyunu tasvirleri sergiyi gezenlerin ilgi odağı olurken özellikle Türkiye’de ve dünyada ilk defa yapılan 1 ile 1,5 metrelik tasvirler büyük beğeni topladı. Sergide yer alan tasvirler bir çok sanatseveri çocukluk günlerine götürdü.

Bu arada Karagöz Hacivat ustası Hayali Suat Veral, serginin açılışına katılan ESER ve Şeker Hayat’ın özel çocuklarına tasvirleri tanıttı. Ardından da özel öğrenciler için bir gösteri yaptı. Öğrenciler kendileri için gerçekleştirilen Karagöz Hacivat gösterinde eğlenceli dakikalar yaşarken, perde arkasına geçerek Karagöz Hacivat oynattılar.

 

HAYALİN GÖLGESİNDE SERGİ

Hayali Suat Veral ; “38 yıl boyunca gecemi gündüzüme katarak yaptığım eserlerden oluşan bir sergi. Amacım Türk halkına geleneksel seyirlik oyunlarımızın, özgün tasarımlarıyla, çizimleriyle yapılan eserlerini hem anlatmak hem tanıtmak hem çocuklara ve gençlere öğretebilmektir. Burada göreceğimiz eserler Yavuz Sultan Selim ile başlayan bir tarihe sahip. Tasvirler deve ve dana derisinden yapılıyor. İnce ince uğraşıp derinin üzerini işlemek, tasarlamak, kök boyası ile boyamak ve aynı zamanda da bu sanata bir zenginlik katabilmek çok önemli. Eskiden bizim tasvirlerimiz 30 santim civarındaydı, bizim sergimizde 60 santim de var 1,5 metre de var. Bu bir metrelik tasfirlerimizi Saray Bosna’da 6 bin kişiye oynattık ve oralarda hedeflerimize ulaştık. Topraklarımız arasında yetişen bu değerlere sahip çıkmamız lazım.” diye konuştu.

Genel

Karagöz Dev Gölgesiyle 20.000 Çocuğa Ulaştı

Kökleri Osmanlı Devleti’nin kuruluşuna dayanan ve kültürel mirasımızın köklü öğeleri arasında yer alan Karagöz ve Hacivat İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ‘ Hacivat ve Karagöz Yeniden Hayat Buluyor’ isimli programları ile çocuklarla buluşuyor.

Kavuklu ile Pişekar, Aşuk ile Maşuk, İbiş ile İhtiyar ve daha birçok karakteri barındıran Geleneksel Sahne Sanatlarının başında geliyor Gölge Oyunları da. Kahramanları olan Hacivat ve Karagöz de köklü Türk kültürünün yüzyıllardan buyana günümüze getirdiği ve gelecek nesillere aktarılması gereken önemli figürlerin başında yer alıyor.

İLK GÖSTERİ ARNAVUTKÖY’DE

İBB Gençlik ve Spor Müdürlüğü de, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yaptırılan Spor Salonları’nın bulunduğu okullarda Hacivat ve Karagöz’ü ilk ve ortaokul öğrencileri ile buluşturuyor. “Hacivat ve Karagöz Yeniden Hayat Buluyor” programları kapsamında izleyici ile buluşan ikili, programların ilkinde Arnavutköy Sabri Akın İlkokulu’nda sahneye çıktı.

ÖĞRENCİLER HACİVAT VE KARAGÖZÜ ÇOK SEVDİ

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin bu önemli organizasyonunda Hacivat ve Karagöz’e ses ve hayat veren isim ise Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğüne bağlı sanatçı, Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcısı,  ve Hayali Suat Veral.  Suat Veral’ın ışıklı perdenin arkasından çocuklarla buluşturduğu tarihi karakterler çocuk izleyicilerden yoğun ilgi gördü. Hacivat ve Karagöz’ün sorduğu sorulara cevap vererek oyuna ortak olan çocuklar, perdenin önündeki  kadar arkasında olanları da merakla izledi.

20 NİSAN’A KADAR 30 OKULDA SAHNELENECEK

Kültürel mirasın ve folklor zenginlerinin çocuklara anlatılması ve çocukların geleneksel sahne sanatlarını izleyerek öğrenmelerine katkı sağlanması amacıyla       14 Şubat’ta başlayan programlar 20 Nisan’a kadar devam edecek. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin spor salonlarının bulunduğu 30 okulda sahnelenecek olan gölge oyunları ile Hacivat ve Karagöz’ün dışında Osmanlı Devleti’nin neredeyse köklerine uzanan diğer geleneksel sanatlara olan ilginin de artması bekleniyor.

 

https://genclikspor.ibb.istanbul/ibb-ile-karagoz-ve-hacivat-yeniden-hayat-buluyor/