Archives

Genel

14. Uluslararası İzmir Kukla Günleri’nin Plaketleri Suat VERAL’ın Tasarımıyla Hazırlandı.

 

Bu yıl 14. sü düzenlenen Uluslararası İzmir Kukla Günleri’nin açılış töreni gerçekleşti. Her yıl olduğu gibi bu yıl da açılış gecesinde sponsorlara takdim edilen plaketler, bu kez Suat VERAL’ın çizim ve tasarımıyla deri üzerine yapılan özel bir plaket çalışmayla hazırlandı. Veral’ın bu tasarımı hem sponsorlardan hem de geceye katılan tüm konuklar tarafından büyük ilgi gördü.

Genel

23 Nisan’ı Pakistan’lı Çocuklar Karagöz ile Kutladı

Pakistan’ın Lahor şehrinde 22-24 Nisan 2019 tarihleri arasında, geleneksel gölge oyunu sanatçıları Hayali Suat VERAL ve ilk kadın Karagöz sanatçısı Merve İLKEN eşliğinde “Karagöz” ile tanışan çocuklar, atölye çalışmalarında da gönüllerince vakit geçirdi.

Pakistanlı yetim çocuklarla bir araya gelinen etkinlik, Learning Allaince School öğrencileri ve velilere yönelik gerçekleşen gösteri, 60 bin öğrenci kapasiteli Lahor Üniversitesinde öğrenci ve akademisyenler için sergilendi.

 

 

Genel

Hacivat ve Karagöz’ü Ustasından Dinlediler

Hacivat ve Karagöz’ü ustasından dinlediler Erzurum’da öğrenciler, Türk gölge oyununun önemli ustalarından Suat Veral ve Türkiye’nin ilk kadın gölge oyunu sanatçısı Merve İlken ile buluşup keyifli anlar yaşadı.

Erzurum‘da öğrenciler, Türk gölge oyununun önemli ustalarından Suat Veral ile Türkiye’nin ilk kadın gölge oyun sanatçısı Merve İlken ile buluştu.

İhsan Doğramacı Vakfı Özel Bilkent Erzurum Laboratuvar Lisesince düzenlenen “Karagöz ve Hacivat ile Kültürel Miras Aktarımı” projesi kapsamında, ünlü hayali Suat Veral ile Türkiye’nin ilk kadın gölge oyunu sanatçısı Merve İlken kente davet edildi.

Öğrencilerin Türk sanat geleneğini yakından tanıyıp özümsemeleri ile geleceğe bırakılacak bu mirasa katkılarının bulunması amaçlanan proje kapsamında, Veral okulun konferans salonunda öğrencilerle buluşup Karagöz ve Hacivat ile ilgili bilgilerini paylaştı.

Daha sonra gölge oyunu sergileyen Veral ile İlken’in performansı öğrencilerce ilgiyle izlendi.

Suat Veral, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Erzurum’da bulunmaktan mutlu oluğunu ve 40 yıla yakındır bu mesleği severek yaptığını söyledi.

“Sosyal sorumluluk projesi kapsamında Erzurum’a davet edildik. Karagöz’ün amacı yeni nesil gençlere geleneksel sanatımızı öğretmek, göstermek ve sevdirmek, bunun için geldik. Bu zaten yıllardır bizim misyonumuz.” diyen Veral, bu misyonla yıllardır çalıştıklarını, yurt içinde olduğu gibi yurt dışında da benzer faaliyet yürüttüklerini aktardı.

“Yeni nesil Karagöz’ü seviyor”

Türk gölge oyununun izlenmesini artırmayı amaçladıklarını ifade eden Veral, “Karagöz’ün hiçbir zaman yok olduğunu, bittiğini görmedik. Çünkü yeni nesil Karagöz’ü seviyor. Karagözü yetiştirecek nesiller planı içindeyiz. Biz bu heyecanı yıllardır bıkmadan, tükenmeden devam ettiriyoruz. Bu aşk ve sevgi işi. Anadolu topraklarında Karagöz’den bahsettiğiniz zaman günümüz çocuklarının bu konudaki heyecanı bambaşka. Burada çocuklar, deriden yapılmış çalışmaları ve aynı zamanda gerçek perdeyi görüyor.” diye konuştu.

Okulun Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Cennet Bozkurt ise sosyal sorumluluk projesi kapsamında “Karagöz ve Hacivat ile Kültürel Miras Aktarımı” projesini hayata geçirdiklerini söyledi.

Öğrencilere müfredatta olan Karagöz ve Hacivat’ı ustasından en iyi şekilde aktarmayı amaçladıklarını dile getiren Bozkurt, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Özelikle kültürel değerlerimizin yeni nesle aktarılması, yeni neslin de geleceğe aktarması konusunda proje yapmayı planladık. Bu anlamda Suat Bey ve Merve Hanım bize destek oldu. Geçmişle gelecek arasında en büyük köprü dil barajı ile kuruluyor. Bu dil barajının yanı sıra farklı kültürel zenginliklerimiz var. Karagöz ve Hacivat bunun temelini oluşturan yapı. Biz 100 yıl öncesinde gelen bu aktarımı çocuklara sağlıklı şekilde yapmak istiyoruz. Özelikle çocuklarımız bunları öğrensinler ve gelecek nesle bunu aktarsınlar. Kendi kültürel miraslarını farkında olsunlar istiyoruz.”

Bozkurt, projeye katkı sunan Veral ve İlken’e teşekkür etti.

http://www.star.com.tr/yerel-haberler/hacivat-ve-karagozu-ustasindan-dinlediler-3755057/

Genel

Gençlere ‘Hayali’ Olmayı Öğretecek

Türk gölge oyununu 40 yıldır perdeye aktaran Suat Veral, Milli Eğitim ile Gençlik ve Spor bakanlıklarının ortak projesiyle gençlere Karagöz oynatıcısı, diğer adıyla “Hayali” olmanın püf noktalarını aktaracak.

Türk gölge oyunu ustası Suat Veral, Milli Eğitim ile Gençlik ve Spor bakanlıklarının “Gençlerle Tiyatroyu Buluşturma” Projesi kapsamında Hacivat ile Karagöz‘ü öğrencilerle tanıştırıyor.

Geleneksel Türk gölge oyununa 20 binden fazla tasvir, dev perdede 1 metre boyundaki figürler gibi birçok yenilik katan Suat Veral, sanatını genç nesle aktarıyor.

Prof. Dr. İlhan Varank İmam Hatip Anadolu Lisesinde görevli edebiyat öğretmeni Muhteşem Yeğin’in geliştirdiği “Gençlerle Tiyatroyu Buluşturma” projesi önce Milli Eğitim Müdürlüğü sonra da Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından kabul edildi.

Gölge oyunu karakterlerinin yapımı, oyunların öğretilmesi gibi konuların ilk aşamasını oluşturduğu projenin ikinci aşamasında liseli öğrencilerin birer “Hayali” yani “Karagöz” oynatıcısı olması hedeflendi.

Türkiye’yi yurt dışındaki tiyatro festivallerinde de temsil eden Türk gölge oyununun 40 yıllık ustası Suat Veral, projeyi kabul etti ve çalışmanın ilk ayağını İzmir’de hayata geçirdi.

“Hem oynayalım hem öğretelim”

Suat Veral, gösteri öncesi AA muhabirine yaptığı açıklamada, kendisini Türk Gölge Oyunları ustası olarak nitelendirdiğini ve en önemli görevinin bu sanatı gelecek nesillere bırakmak olduğunu belirtti.

Karagöz okulu açmayı yıllardır hayal ettiğini, bakanlıkların da desteğiyle bu okulun ilk adımını attıklarını dile getiren Veral, şunları söyledi:

“Gölge oyunları okulların içinde olmalıdır. Çünkü genç nesil Karagöz’ü, Hacivat’ı seviyor. Onların bu oyunu oynatmalarını da sağlamalıyız. Her şeyden önemlisi çocuklara, gençlerimize Karagöz’ün nasıl oynatıldığını göstermemiz. Bu zanaatı sevmeleri, bir hayalinin neler yaptığını anlamaları, bu mesleği sürdürmeleri. Günümüzde çocukların yeni teknoloji nedeniyle yaşadığı sıkıntılar var, bu proje ile bu sorunları da aşmak istiyoruz.”

Veral, tüm Türkiye’yi dolaşacaklarını ve Karagöz oynatıcılığını bir meslek olarak öğreteceklerini anlatarak, “Yeni sanatçılara, zanaatkarlara ihtiyaç var. Biz göreve hazırız. Bütün Türkiye bizi beklesin, gelelim Karagöz Hacivat’ı hem oynatalım hem de öğretelim.” dedi.

Gölge oyunlarının eğitim sırasında da kullanılabileceğini vurgulayan Veral, Karagöz ve Hacivat’ı oynatan bir öğretmenin dersinin çok daha renkli olacağını söyledi.

Kantocu var, şekerlemeci var

Veral, yüzlerce yıllık oyunu günümüze uyarladığını, bu nedenle yeni karakterleri de öykülerine kattığını dile getirdi.

Horon ekibi, kantocu ve şekerlemeci gibi yan karakterlerin de Karagöz ve Hacivat’ı güçlendirdiğini vurgulayan Veral, çocukların da yetişkinlerin de gölge oyuncularından öğütler aldığını ifade etti.

Prof. Dr. İlhan Varank İmam Hatip Anadolu Lisesi öğretmeni Muhteşem Yeğin de öz kültürün yüzyıllar sonraya miras olarak devredilmesi için çalıştıklarını, bu kapsamda bir sergi açıldığını ve meddah gösterisi planlandığını belirtti.

Yeğin, “Gençlerle Tiyatroyu Buluşturma” etkinliğinin diğer duraklarını projelendirdiklerini, binlerce öğrenciye ulaşmayı hedeflediklerini sözlerine ekledi.

AA İZMİR – EFSUN ERBALABAN YILMAZ

Genel

Karagöz’ün Ustası Çocuklar İçin Mesaide

Türk gölge oyunu Karagöz’e birçok yenilik kazandıran ve 40 yıllık sanat hayatında 20 binden fazla tasvir ortaya koyan Suat Veral, çocuklar için doğa-hayvan sevgisi temalı, kavga ve şiddetten uzak oyunları sahnelemeye hazırlanıyor.

İZMİR – AHMET BAYRAM

Geleneksel Türk gölge oyununa 20 binden fazla tasvir, dev perdede bir metre boyundaki tasvirlerle oyun ve Türkiye’nin ilk kadın Karagöz ustası Merve İlken’i yetiştirmek gibi pek çok yenilik kazandıran Suat Veral, kavga ve şiddetten uzak, doğa ve hayvan sevgisi temalı oyunları izleyicilerle buluşturacak.

Ağabeyi Tevfik Veral’i örnek alarak Türk gölge oyunu Karagöz’e tasvir yapmaya başlayan Kültür ve Turizm Bakanlığı sanatçısı Veral, geçen süreçte kendini geliştirip, oyun yazdı ve oynattı.

Karagöz’ün bilinirliğini artırmak için çalışan Veral, Türkiye’nin yanı sıra yurt dışında da çok sayıda temsile çıktı ayrıca tasarladığı 20 bini aşkın oyun tasvirinden seçmelerin yer aldığı sergiler açtı.

Türkiye’nin ilk kadın Karagöz ustasını da yetiştiren Veral, 40 yıla ulaşan sanat hayatında şimdi de Karagöz okulu ve müzesi açmanın hayalini kuruyor.

“Karagöz şimdi herkese bir şey hatırlatıyor”

12. İzmir Uluslararası Kukla Günleri’nin davetlisi olarak geldiği kentte AA muhabirine, ağabeyi Tevfik’in Veral’ın el vermesiyle 16 yaşında tasvir yaparak başladığı gölge oyununa hayatını adadığını söyledi.

Veral, gölge oyunu gibi sanatların çocuk eğitiminde önemli bir araç olduğuna dikkati çekti.

Günümüzde çizgi film ve internetin pek çok insanı etkilediğini aktaran Veral, şöyle konuştu:

“Teknoloji güzel ama sınır tanımıyor, insanların düşünceleri maalesef gitgide bizdeki benlikten uzaklaşıyor. Teknoloji etkisini göstermeye başladığında ‘bu sanatlar, Karagöz unutuldu’ dendi ama Karagöz şimdi herkese bir şey hatırlatıyor. Hikayelerimizi güncel tutuyoruz, mümkün olduğu kadar mesaj vermeye çalışıyoruz. İnsanı sorgulatabilecek noktaya geldi. Daha yapacak çok projem var. Karagöz’ün çocuklara daha fazla tesir edeceği, kavga ve şiddetten uzak oyunlar üzerinde çalışıyorum. Doğa ve hayvan sevgisi temalı oyunlar yazıyorum. İstanbul’da bir Karagöz müzesi okulu açmayı hayal ediyorum.”

Genel

Bugünün Karagöz’ü Günümüzü Anlatmalı

33 yıllık Karagöz ustası ve bugüne kadar aralarında Türkiye’nin ilk kadın Karagöz sanatçısı Merve İlken’in de bulunduğu yüzlerce talebe yetiştiren Suat Veral, sahnelediği 1 metrelik Karagöz tasvirinden sonra şimdi de 1,5 metrelik yeni dev tasviriyle Guinness’e girmeyi hedefliyor.

Pendik Belediyesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen ve 52 ülkeden sanatçıların katıldığı 10. Geleneksel Sanatçılar Buluşması’nda bir araya geldiğimiz Suat Veral, Karagöz sanatının bugünün dili ve konusuyla yaygınlaşabileceğini söylüyor. Dünyanın birçok ülkesinde Karagöz oyunu sergileyen Veral, oyunda yer alan tasvirleri de bizzat kendisi yapıyor. Bugüne kadar 450 karaktere imza atan Veral’la oynattığı Karagöz’ü, yaptığı tasvirleri ve hedeflediği Guinness’i konuştuk.

Neredeyse insan ömrünün yarısı kadar bir zamandır elinizde tasvirlerle Karagöz oynatıyorsunuz. Önce neler oluyor, onu anlatın?

Geleneksel Türk Gölge Oyunu’na 33 yıldır hizmet ediyorum. Bunun eğitim ve icazet tarafı da var tabi. Karagöz, bizde aile sanatı diyebilirim. Bugünkü Türk toplumuna bu sanatı anlatmak, bu sanatı aktarmak da bizi onurlandırıyor. Çünkü bugünün gençliği, bugünün çocukları geleneksel Türk gölge oyunu kimliğinden bihaber ne yazık ki… Bunun yaşatılması, canlandırılması ve yeniden yeni kuşaklarla ilişki kuracak şekilde konumlandırılması gerekiyor. Türkiye’nin ilk kadın Karagöz’cüsü Merve İlken de yine Allah’a şükür bizden, bizim ailemizden yetişmiş oldu.

Son zamanlarda pek çok geleneksel sanata olduğu gibi Karagöz’e de ilgi arttı.

Çok doğru, ben bu sanata başladığım zaman ‘yok olmaya yüz tutmuş sanat’ olarak tanımlanıyordu. Siz de iyi biliyorsunuz özellikle bakanlık ve belediyelerin katkılarıyla yeni imkânlar üzerinden bu sanatı gösterme imkânı buluyoruz. Tabi özellikle bu sanatı önce göstermemiz gerekiyordu. Göstermeye başlayınca beraberinde ilginin ne denli yoğun olduğu da görülmüş oldu. Hem Türkiye’de hem de dünyanın pek çok yerinde yapılan festivallerin önemi burada bir kez daha ortaya çıkmış oluyor. Ki en azından kendi toplumumuzla birlikte kendi sanatımız olan Karagöz’ü başka toplumlara da tanıtma imkânı ve dolayısıyla yaşatma imkânı bulmuş oluyoruz.

KENDİ OYUNUNU KENDİN SAHNELE

Siz Karagöz tasvirlerinin üretimini de yapıyorsunuz…

Tabi, el emeği göz nuru olarak tasvir üretimi yapıyoruz. Deriden aslına sadık kalınarak, dün olduğu gibi aynı yöntemlerle yeniden yapılıp satılıyor. Burada asıl amacımız bu kültürün evlere taşınması. Geçmişte de geleneksel Türk gölge oyunu, hem sahnelerde hem meydanlarda oynatılırken çocuklar aynı zamanda evlerde kendi imkânlarıyla sahneyi ve tasvirleri yapıyorlardı. Biz bu geleneği yeniden canlandırıp deriden tasvirler yaparak yeniden yaşatmak istiyoruz. Sahnenin olduğu perdelerimizi yapıyoruz, gölge oyunumuzdaki tasvirleri yapıyoruz, çocuklarımızın oynayabileceği şekilde ayarlayıp, sopalarını takıyoruz. Bu da Türkiye’de bir ilk tabi…

Karagöz’ü her haneye misafir ettiriyorsunuz…

Aynen öyle. Bütünüyle oyun içinde kullanılan, gerekli olan bütün parçaları isteyen herkese temin etmiş oluyoruz. Ve üstelik belirtmek gerekir ki bu sentetik bir üretim de değil. Yüzlerce yıl önce nasıl yapılıyorsa bugün de aynen öyle yapıyoruz.

KARAGÖZ, ANADOLU’NUN KENDİSİDİR

Peki, Karagöz’ün bize söylediği nedir?

Çocuklarımıza kendimize ait bir şey katmak istiyorsak, kendimize ait bir değeri vermek ve bununla mutlu olmak istiyorsak bunun kaynağının burası olduğunu anlamamız gerekiyor. Çocuk için aynı zamanda bir araştırma safhası da doğmuş oluyor. Karagöz nedir? Karagöz’ün içinde neler var? Hacivat, Bebe Ruhi, Tuzsuz Deli Bekir kimdir? Zenne ne demektir… İşte bu tipler bizim Anadolu’dan yayılıp da kendi kimliğimizi anlatan en büyük değerleri temsil ve işaret ediyorlar. Karagöz, kendi değerlerinizi kendi yöntemlerinizle kendinize aşılayabilmenize imkân verir. İçeriği ve temayı yerli yerine oturtturduğunuz zaman açık söylüyorum mevcut çizgi filmlerden daha fazla ilgi görecek bir çerçeveye kavuşabilir Karagöz. Özellikle bugünün diliyle bugünü anlatırsanız… Bir de Karagöz’de şu tılsım vardır, hem zanaat hem de sanattır Karagöz.

Ne demek bu?

Karagöz oyununda, oyunun içinde ve tamamlayıcı tasvirlerinde Anadolu’dan bütün kesitleri görüyorsunuzdur. Karagöz ve Hacivat’ın karşısına geldiği zaman bütün şivelerde, bütün yerel deyişlerle konuşabiliyorsunuz. Ben oyunlarımda bunu kullanabiliyorum. İşte sahne, zanaat ve sanat derken bunu kastediyorum işte. Siz bunları tasarlayamazsanız, oyunu kuramazsınız. Hem oyunumuzu yazarız, hem perdemizi kurarız hem de tasvirimizi yapar ve oyunumuzu icra ederiz.

GÖLGE OYUNUMUZ HALKIN KONUSUNDAN HAREKET ETMELİ

Tasvirleri kendinizin imal ettiğini söylediniz. Nasıl yapıyorsunuz, nasıl boyuyorsunuz?

İyi tasvir yapamayan bir Karagözcü, aslında iyi bir Karagöz sanatçısı da olamaz. Çünkü sizin hayal dünyanız orada başlar. O karakterle kurduğunuz ünsiyet taa orada başlar. İlk aşamasında kalıplar vardır, ikinci aşamada deriden tasvire çizimi, üçüncü aşamada nevreganla bunları kesersiniz. En son aşamada kendi yaptığınız kökboyasıyla boyarsınız.

Tasviri, sopayı ve perdeyi veriyorsunuz. Ama metin vermiyorsunuz…

Metin vermiyoruz çünkü diyoruz ki her şeyden önemlisi Karagöz’de doğaçlama vardır. Karagöz’ü icra edecek biri için esas nokta çok sayıda oyun ve tasvir yapmaktan geçer. Zaten metinli oyunlar Karagöz’e biraz aykırı geliyor. Ama kendi yeteneklerinizi kullanarak, etrafınızda gördüğünüz detayları ve gündemin öğelerini kullanarak oyun yaparsanız size inanılmaz derecede malzeme çıkar.

Bugünün dili, bugünün araçları, bugünün konuları…

Her şey dâhil edilebilir Karagöz’e, çünkü bir halk adamı o. Haliyle her başlık onu ilgilendirecek, her başlıkla ilgili kanaati olacaktır. Karagöz, halkın konusundan hareket etmeli ki karşılık bulsun.

Karagöz dostluktur birlik ve beraberliktir

Karagöz, aynı toplum içerisindeki farklı öğelerin kültür iletişimini de sağlıyor. Yunus’un o ‘Tanış kılma’ meselesi…

Kesinlikle. Şimdi bir kere Karagöz’de dostluk bulursunuz, birlik ve beraberliği bulursunuz. Çünkü Karagöz devamlı o kendi cahil aklıyla bir şeyleri anlatırken karşısında okumuş ve kültürlü olan Hacivat’ı görür. Hacivat da şunu şöyle yap, bunu böyle yap der. Bizim toplumumuzun aynası değil midir bu? Hep bir Karagöz ve bilgili bir Hacivat vardır. Birlik ve beraberliği anlatabilmek için Karagöz’e ihtiyacımız vardır. Türkiye genelini de bıraktık coğrafyaya da açıldığımız zaman bu beraberliği ve tanış olmayı Karagöz-Hacivat ortaya koyabilir. Çünkü sahnede Karagöz’ün karşısına bir Frenk’i, bir İtalyan’ı koyabilirsiniz. 450 tane karakter yaptım ben.

Bu karakterler tarihte var olan karakterler değil mi?

Tabi ki. Ama güncel içerisinde yakalamak istediğimiz karakterleri de ekleyebiliyoruz. Aslan var mesela. Başka oyunlarda yok ama bizim oyunlarımızda var. Çünkü bugünün çocuklarıyla irtibat kurabilmek için bu gerekli.

Bu anlamda geliştirilmeli, Karagöz’le Hacivat’ın yanına yeni karakterler eklenmeli yani?

Bugünün çocuklarına Karagöz’ü anlatmanın yolu da bu zamandan başlıyor. Bu zamanın gençlerine anlatmak için onların evreninden onlara seslenmek gerekiyor. Eğer bizim derdimiz nesilden nesle bunu aktarmak ise sanatımızla bugünün konusunu birleştirmek gerekir. Zaten her yüz yılda bir Karagöz kendini yeniler.

GUINNESS’E ADAY DEV TASVİR

Bir de Karagöz Müzesi fikriniz vardı? O gerçekleşti sanırım…

Şimdi Allah’a şükürler olsun ki gerçekleştirebildik. Bugün öğrencilerimiz dahi öğrenci yetiştirmeye başladı orada. Çağlayan’da kendi atölyemizin içinde, Karagöz Okulu ve Karagöz Müzesi oluşturduk. Şimdi bugün lise ya da üniversite talebesi bir genç Karagöz üzerine bir tez hazırlamaya kalksa gidebileceği yer yok. Soracakları yer yok. Birçok üniversiteden bize gelen talepleri değerlendirip kendi atölyemizde bir Karagöz Müzesi oluşturduk. Bu bir ilktir.

Bir başka ilki de ben sorayım. Dünyada ilk kez bir metrelik dev tasvirlerle Karagöz oynatmışsınız.

Türkiye’de ve dünyada bir ilki gerçekleştirdik, doğrudur. Şimdi onu 1,5 metreye taşıdık ve Guiness’e de adayız Allah nasip ederse. 2012’de Dünya Tiyatrolar Günü’nde Ataşehir ve Fatih’te bu bir metrelik dev tasvirlerle oyun sahneledik. Bizim klasik anlamdaki perdelerimizin boyutları 1,20 ile 1,80 arasındadır. Bir metrelik tasvirlerde ise 4 metrelik bir devasa bir perde yaptık. Ona göre ev hazırladık. Bu şunun içindi, geçmişten beri Karagöz meydanlarda oynanıyordu. Biz de dedik ki madem Karagöz sanatını halkımız görmüyor, onlara gösterelim. Devasa tasvirlerle sahneye koyduk.

OYUNUMUZUN DİLİ EVRENSELDİR

Dünyada da gölge oyunu var dediniz. Bir usta olarak bizdekiyle onlardakinin arasındaki farka temas etseniz…

Bizdekiyle onların arasındaki fark şu, onların da pek çok karakteri var, fazla sayıda karakterleri olsa da onlar tek bir ses çıkarabiliyorlar. Biz de her karakterin karşılığında bir seslendirme var. Ve bunlar da acayip bir heyecan oluşturuyor. Bakın yabancı konukların yoğunlukta olduğu bir topluluğa da ben Karagöz oynadım. Dili anlamadılar ama oyun bitince çok yoğun bir şekilde alkışladılar. Perdenin arkasında kaç kişi var diye merak ettiler. Geçen Ramazan ayında Malezya’da oynadığımızda çok büyük ilgi gördük. Nasıl oluyor bu peki? Çünkü Karagöz’ün ortak bir dili vardır.

İLK KADIN SANATÇIMIZ MERVE İLKEN

Farklı karakterleri seslendirmek erkek hançeresi için belki kolaydır ama sizin için zor olmuyor mu?

Tabii ki seslendirmek epey zor oluyor. Ama şöyle düşünmek de gerekir, erkek sanatçılar yeri geldiğinde bir zenne karakterini de seslendiriyor. Birebir bir bayan sesi çıkaramıyor olabilir ama kendi sesini bayan sesine uyarlıyor. Bir bayan da aynı şekilde kendi sesini erkek sesine uyarlayabilir. Biz Ramazan’da dört senedir Sultanahmet’te oyun yaptığımızda da aynı sorular soruluyor.

yenisafak.com